- diretmek
- nsz 坚持, 坚决主张, 坚决认为: Annesi ile ablası adamın kaçırılacak bir kısmet olmadığını öne sürerek evlenmesi için diretiyorlar. 他母亲和姐姐都主张他结婚, 声称这是每个人不可逃避的命运。Sana üç gün mühlet veriyor, hemen yola çıkman için diretiyorum. 我给你3天的期限, 你必须立即出发。Ben o aileye kız vermem, diye diretiyorum. 他宣称不把女儿嫁给那一家。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.